Aykut Barka, İlim, İrfan

Japonya'daki deprem yine gündemimizi değiştirdi ama nadiren kamu yararı anlamında işe yarayan bir yönde değiştiği için yine alakasız şeyleri konuşuyor, kendi altımızda gezinen tehlikeyi çok az konuşuyoruz. Nasıl olsa ne olacaksa olacak, Allah öyle istediği veya kader yazdığı için öyle olacağına dair inanç asla sarsılmayacak. Hiçbir önlem almadan takdiriilahi diyerek geçeceğiz.

Bu sabah Kadıköy'den Eminönü'de Prof. Dr. Aykut Barka isimli vapurla geçtim. Aykut Barka, 1 Şubat 2002'de öldüğünde şu an benim ve bilmem kaç milyon kişinin üzerinde yaşadığı Kuzey Anadolu Fay Hattı konusunda en uzman kişiydi. Elbette diğer meslektaşları şimdi onun bildiklerinin üzerine bir şeyler koyarak deprem üzerine daha fazla bilgi derlemeye devam ediyorlar. Sabahın yedisinde yahu bu adam ne demişti diye düşünmeye başladım. Açtım (cep telefonunu) başladım okumaya.

Aykut Barka bir müneccim değil bilim insanıydı. İlim ve fen dendiğinde devreye giren bilgi ve bulgulardan bir değerlendirme yaparak bir sonraki adımı tahmin etmek konusunda da başarılı bir insandı. Fay hareketlerini inceleyerek yaptığı çalışma sonrasında 1999 yılında iki bilim insanıyla birlikte bu adreste bulabileceğiniz makaleyi de yayınlamış, sonraki kırılmanın İzmit tarafında ve çok yakın zamanda olabileceğini söylemişti.

Bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Aykut Barka bir bilim insanıydı. Tamamen doğrulaması yapılabilen bilgi ve bulgularla belirli bir sistem içinde fikrî sonuçlara ulaşan ve bunları tartışmaya açan birisiydi. Ortaya garip kılıklarda düşüp tanrıyla konuştum, bana kitap gönderdi, size selam söyledi, kurtuluşunuz bende, bunlar günah, falancalar yasak diyen birisi değildi. Bildiğiniz, düz, insandı işte. Araştırmalarının sonuçları iki defa kendisini gösterdi, zaten bu konuda evvelki verilerle hareket ediyordu. Şimdi ise sırada ne var biliyor musunuz? İstanbul.

İşin ucunu Allah'a peygambere bağlamadan önlemlerimizi alırsak ölü sayısı çok azalacak. Yok takdiriilahi, bize bir şey olmaz evelAllah falan diyecekseniz hakikaten katmerli s*çtığımızın resmidir. Önlemi alalım, sonra söz yine Allah, peygamber falan feşmekân, babalar gibi dem vurursunuz. Hakikaten daha az sataşacağım. Hadi, ne olur. Bakın (bir kısım zavallının tabiriyle) elin "Allah'sız Japon'u" nasıl önlemler almış, depremle yaşamayı öğrenmiş. Tsunami bu kadar şiddetli vurmasa neredeyse deprem nedeniyle can kaybı bile olmayacak.

Japonya demişken, camdan atlayan tek örneklik insanın Türk olması aslında boşa konuştuğumu ispatlamaya yetiyor. Kime konuşuyorum?

Dünya Emekçi Kadınlar Günü İçin...

.

Çeşitli yerlerde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle kendine ottan b*ktan hediyeler gelen hanımların sevinç çığlıkları içinde internete koştuğunu görüp mide bulantısı yaşıyorum. "İykiğ kadınığzz", "günüğmüzz kutlu olsuğğnn" nidaları kadar günün anlamını aşındıran ve hatta yok eden bu şuursuzluk karşısında sessiz kalamıyorum. En son bir yerlere şunun gibi bir cümle yazdığımı hatırlıyorum. Aklınızda bulunsun:


Değerli hanımefendiler; Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle sadece çiçek (ölü bitki) veya boş bir tebrik alıyorsanız size bu çiçeği veya tebriği veren kişi veya kurumla olan ilişkinizi, sadece bununla mutlu oluyorsanız da kendinize olan saygınızı sorgulayınız.


Zira bu durum, toplum içinde hâlâ ısrarla geride bırakılıyor olmanıza ve sizi mutlu edecek şeyin daha fazla hak ve eşitlik yerine bir demet ölü bitki veya iki tutam kuru laf olmasına göz yumduğunuz anlamına gelmektedir.


Biz hak, eşitlik ve özgürlüğümüzü istemiyoruz, çiçeğe razıyız diyorsanız lütfen ölün.



PC World Mart 2011 Sayısı Yayınlandı

Olay Yeri İnceleme isimli köşemin yayınlandığı PC World dergisinin yeni sayısı bayilere doğru yola çıkmış olmalı. Bu ayki yazımda Mısır'daki olayların memleketteki internet kültürüyle arasındaki bağı dürtüklüyorum. Ayrıca elime ulaşan ilk Wireless USB aygıtının incelemesini de yapıyorum.

Derginin kapak konusu 3D video ve fotoğraf rehberi. Grup testi olarak da mürekkep püskürtmeli yazıcılara yer verilmiş.

Dergi içeriği için buraya tıklayabilirsiniz.