Ruhun dinmesi için ne gerekir? Her kavram zıddıyla var. İyi-kötü, doğru-yanlış, sahte-gerçek ve bunun gibi birçoğu. Dİnginliğin tam zıddı şimdi nedir aklıma gelmiyor; fakat şu an o durumda olduğumu söyleyebilirim. Ama bunu yaşadığım yerden uzaklaşarak değil, daha fazla içeri gömülerek yapıyorum. Nasıl mı? Çağdaş zamanların getirisi olan bir gerilim sayesinde. Zemberek gibi gerilip, sonra aynı yerde sabit olmasına karşı gücü bıraka bıraka rahatlayarak.
Midenin şişikinliğini ne giderir? Soda giderir tabii; ama önce mideyi daha fazla şişirip sonra yarattığı esnemeden faydalandırarak.
Gerilip gevşeyerek mutlu oluyoruz. Gerilim yoksa huzur da yokmuş meğer. Bunu anladım.
Ruhun Medcezirleri
Aslında bu başlık, tamamen dikkat çekmek amacıyla atışmış bir başlık. Konuştuğum dili konuşan insanların bir kısmı bu tür başlıkları duygusal hezeyan yaşayıp içini döken birisinden duyup, onun derdine, büyük ihtimalle yaralı yüreğine merhem bulmuşçasına, süslü sözleri dinlemeye veya okumaya koyulmaya meyleder. Tamamen yazının kendisini satan bir başlık. Başka bir özelliği yok. "Ah, nasıl da olmaz senin gibi birisinde böyle yaralar, incinmeler; anlatsan da dinlesek", diyenleri duyar gibiyim. Yok, ben kapattım o kapıyı, üzerine beton döktüm uzun zaman önce.
Nasıl ve neden beton döktüğümü anlatıp daha fazla bu konudaki içtenliğimden saparak ava çıkmış izlenimi vermek istemiyorum; ama öyle gerekiyordu. Kısıtlı arz olan yerde talepte bulunup fiyatları yükseltmenin alemi yok. basit ekonomik kurallar. Aynı, Türkiye'de yapılan çakma ömrübillah sözleşme (mortgage) sistemi sebebiyle, hiç daire satma niyeti olmayan ev sahiplerinin dairelerini, aslında hiç satın alma niyeti (ve parası) olmayan kiracılarına olağan değerinin bir buçuk katına varan fiyatlarla satması gibi vakaları yaşamamak lazım. Zira etrafta batık kredi görmek istemiyorum.
Bir sözüm vardır, "hayat zor, hayatta kalmak daha zor" diye. İnsan olmak zor, düşünüp de hayatta kalmak; delirmemek, delirip de katil olmamak daha zor.
Muhteşem günler bizimle olsun.
Nasıl ve neden beton döktüğümü anlatıp daha fazla bu konudaki içtenliğimden saparak ava çıkmış izlenimi vermek istemiyorum; ama öyle gerekiyordu. Kısıtlı arz olan yerde talepte bulunup fiyatları yükseltmenin alemi yok. basit ekonomik kurallar. Aynı, Türkiye'de yapılan çakma ömrübillah sözleşme (mortgage) sistemi sebebiyle, hiç daire satma niyeti olmayan ev sahiplerinin dairelerini, aslında hiç satın alma niyeti (ve parası) olmayan kiracılarına olağan değerinin bir buçuk katına varan fiyatlarla satması gibi vakaları yaşamamak lazım. Zira etrafta batık kredi görmek istemiyorum.
Bir sözüm vardır, "hayat zor, hayatta kalmak daha zor" diye. İnsan olmak zor, düşünüp de hayatta kalmak; delirmemek, delirip de katil olmamak daha zor.
Muhteşem günler bizimle olsun.
Şarkıların İzinde - Windowpane
Pencerenin kenarındaki gözler, bakıyor. İzliyor. Gözlerinizi kapatıp dinleyin, döngüye alın. Birşey yapın. Budur yani. Opeth'ten Windowpane. Garip bir rahatlatıcılık, gereksiz bir gerilim; bolca huzur buluyorum bu eserde.
Blank face in the windowpane...
Blank face in the windowpane...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)