Fırlatsam Roketleri Bu Gece...


Her ele aldığım müzik eserini balistik etmenlere bezemesem olmaz. Buyrun...


Fırlatsam roketleri bu gece ta fecre kadar
Sesi duysam, kan rengine dalsam da gecenin
Yakar bedeni, eritir gökten yağan napalm
Doyamam füzelere VX zerk etsem de içine gecenin


Bu da böyle oldu... Hâlâ gülüyorum kendime. Orijinali de burada.

.

Yetmez ama Özür Bekliyorum



Bu bir linç girişimi değildir, sadece gerçeğe çağrıdır. Her bir naneyi kendisine karşı linç girişimi olarak algılamayan aklı başında insanlar olduğunuzu düşünüyorum.

Hâlihazırda Türkiye Cumhuriyeti üzerinde tahakkümü bulunan hükumet ve tıynetiyle ilgili fikirler çok zaman önce oluşmuştu. Gerek inandıkları şeyin niteliği gerekse de oluşum içinde yer alan insanların şimdiye kadar bulundukları yerlerdeki hareketleri, bizleri az çok nelerin beklediğini beş veya altı sene evvelinde zaten anlatıyordu. Dengenin kendi lehlerine bozulmaya başladığı anlarla birlikte halkı dinleyen, gücünü toplumdan aldığını iddia eden anlayış yerini sonsuz tahakküm duygusu aldı. Bunu garipsemiyorum, güç daha fazla gücü arar ve mümkünse üretir.

Malum kanun maddelerinin Meclis'ten geçme sistemi artık torba torba şeklinde. Geçenlerde yapılan halkoylaması da aynı şekilde oldu; birbiriyle alakasız birçok şey aynı pakette insanlara oylatıldı. Tamam baştaki hükümeti çok beğenen bi %50 zaten var, yanına belirli fikri veya maddi çıkar gruplarının desteğiyle bu oran çokça arttı. Ama nispeten aklı başında, insan haklarını önemseyen insanlar, belki de bu bahaneyle yetmez ama evet diye bir slogan eşliğinde yetersiz buldukları ve otoriter maddelerini görmezden geldikleri (ki şimdilerde g*tümüze girmekte olan, hatta bu özgürlükçü arkadaşlarımızın sevdiği insanların bir şüpheyle içeriye alınmasını ama sonra davası bile açılmadan uzun süre içeride kalmasını sağlayan şeyleri de içinde barındıran) bu torbayı onayladılar.

Şimdi siz de rahatsızsınız; küçük ama etkili bir katkı yapmıştınız. Malum balkon konuşmasında teşekkür edilen Kürt aydınlardan kaç tanesi şimdi huzur içinde uyuyabiliyor?

Bilmiyorum ne düşünüyorlardı? Sadece ahı gitmiş vahı kalmış birkaç tane darbeciyi demokrasi şöleninin  havai fişek gösterisi hatta demokrasi müsameresi tadında yargılatıp nasıl bir mastürbasyon peşinde koştular emin değilim. Elbette hesap sormak, sorabilmek çok önemli ama temsilde kalıyor maalesef. Ama geri kalan maddelerden bazılarının bugünkü etkilerini gördüklerinde, malum parti ve siyasi akımın güç odaklı otoriter tavırlarını şimdi idrak ettiklerinde aklıma tek bir şey geliyor: Bu kadar mı ön görüsüzdünüz? Gerçekten radikal İslamcı köklerden gelen, aymaz bir tavırla kendi hatalarının bedelini canlarıyla ödeyen insanlar için siyasi sorumluluk almak yerine mukadderat diyebilecek tıynetteki insanların demokrasi ve insan hakları gibi kavramlara bağlı kalacağını mı düşündünüz?

Elbette memleketin Kemalistlerden çektiği şeylere göz yumamayız ama kusura bakmayın, insan fikri olarak çok ileri gitmiş bir canlı değil ve kin ve nefretle hareket eder, öç almaya çalışır. Gördüğünüz üzere şu anki vaziyet Kemalist statükocuların memlekete verdiği hasarı onarmak değil kendi sosyal mühendisliğini yaparak kafasına göre nesiller yetiştirmeye yönelik bir siyasi yapılanmayı temsil ediyor. Ama işte hafızasız bir milletiz, bu arkadaşların geçmişlerini hemen unutuyoruz.

Tamam, olan oldu. B*ka beraber batıyoruz ve beraber çıkacağız. Ama "s*kerim lan böyle oylama mı olur? Tane tane getirin, çakallıklarınızı reddedelim, düşündüğünüz iyiliklerin halka inmesini onaylayalım, bu şekilde oylayalım!" diyen kafası biraz yerinde olan, aydınlık veya çokbilmişlik iddiası olmayan, az çok ortada dönen şaklabanlıklara kafası basan insanlar olarak; idrak yollarında enfeksiyon bulunmayan, insanlığı herhangi bir şeyin üzerinde tutan ve erdem sahibi insanlar olan sizlerden bir özür bekliyoruz. Hatayı kabul etmek erdemdir.

- Herhangi Birisi