Neden insanların World of Warcraft, Age of Conan, Everquest, EVE Online gibi MMORPG olarak anılan ve sanal karakterlerle dünyaya hükmedilen oyunların başında saatler geçirdiğini biliyor musunuz? Hayattan aradıklarını bulamadıkları ve oyun dünyalarının onlara daha adil davranacağını bildikleri için.
Hayatın en önemli kurallarından birisini This Is America adlı TV programının yapımcısı Dennis Wholey bir cümleyle açıklıyor: "İyi bir insan olduğunuz için dünyanın size adil davranmasını beklemek, etyemez olduğunuz için bir boğanın size saldırmamasını beklemek gibidir." Yani doğanın en temel kuralı adalet değil tarafsızlıktır. Aynı zamanda bunun yanına en uygun olanın yaşadığı doğal seçimi de eklemek gerekiyor. Yani besin zincirinin veya üstünlük kavramını değerlendirdiğiniz zincirin ne kadar üstündeyseniz o kadar rahatsınız demektir. Öteki türlü, doğa ve doğal olan diğer şeyler, sizin niyet/amel çizelgenize bakmadan elenecek muhtemel hedefler arasında sizi "diğerleriyle" beraber göstermektedir. Diğerleriyle kısmını vurgulamamın sebebi, kendinize göre diğeri olarak gördükleriniz arasından, kendinizi, sadece ötekileri "diğeri" olarak anarak sıyıramayacağınız gerçeği. Bu konuda anlaştık mı?
Sanal Dünyanın Farkı
Sanal dünya ise farklıdır. Milyonlarca oyuncunun bulunduğu sanal dünyalarda insanlar sizleri görünüşünüzle, memleketinizle (WoW'da Yunanlar olduğu sürece Türkler'i herkes sever, merak etmeyin), konuşmanızla (elbette iletişim önemli ama sizi duymuyorlar) değil, daha çok sahip olduğunuz oyun içi nitelikler ve yer yer de oyunla ilgili yeteneğinizle yargılarlar. Eh, yeterince deneyiminiz varsa ve geri zekâlı değilseniz bir noktadan sonra diğerleri üzerinde oyun içinde geçerli bir üstünlük kurabiliyorsunuz.
Oyunda Herkes Eşittir
Oyun dünyalarında da herkes eşittir ama bazıları daha eşittir. Eğer siz yeterli miktarda vakit ayırır ve oyun içindeki dinamikleri değerlendirirseniz, orada idare ettiğiniz karakteriniz (yani aslında siz) bütün mümkün olan her türlü eşya, silah ve üstün niteliklere sahip oluyor. Ayrıca bu yatırım size her zaman geri dönüyor. Yani oyun içinde belirli işleri yaptığınız sürece oyun sunucularının afaki bir vakitte fişi çekilene kadar yatırımınızın karşılığını mükemmel şekilde (ama sanal olarak) alıyorsunuz. Yani sanal dünyalarda yatırım dönüşü (return on investment) oldukça verimlidir.
Gerçek Dünya Mezalimi
Bir de gerçek dünyaya bakalım: Yaptığınız yatırımlar hayatın saçma dinamikleri arasında eriyip gidebilir. Paranızı yatırdığınız banka batabilir, birlikte yuva kurmayı düşündüğünüz insana karşı yönden gelen bir kamyon one-shot çekebilir, günlerce hazırladığınız projeye son anda bir ordu gibi gelen proje ekibi l0l n00b nidalarıyla nanik yapabilir, hayatınızın iş fırsatını kovalarken Sha'tari Skyguard'la ilgisi olmayan bir kuş explosive charge'ı ceketinizin üzerine bırakabilir...
Bunlar kötü şeyler; ama açık konuşalım: Tanrısal adalet sistemi, doğada bulunmuyor ve tanrısal adaletin bulunmasının bir sebebi de genele baktığınızda doğanın barındırdığı tarafsızlık ilkesi sebebiyle zarar görenleri bir anlamda memnun etmek. Ama oyun dünyalarında bulunan adalet, ne tanrısal adalet gibi tecellisi bir başka âlem bırakılmış bir şey, ne de doğanın tarafsızlığı kadar sürekli sizi zarara sürükleme ihtimali olan etmenleri yaratıyor.
Üstün Doğulmaz, Üstün Olunur
Oynadığınız kadar üstünsünüz, iyisiniz ve besin zincirinin üstündesiniz. Sürpriz yok: Her şeyin matematiksel mükemmellikler çerçevesinde programlandığı bu dünyalarda ihtimaller en ince ayrıntılarına kadar hesaplanabiliyor. Yani gerçek hayat gibi değil; adaletten değil ama belki şansların eşitliğinden bahsedebileceğimiz bir yer...
İnsanlar yatırımlarının dönüşünü hakkıyla verdiği için bu oyunları seviyorlar. Hayat ise böyle değil.
Güzel günler dilerim.