Modus Operandi



Bu satırları utanç içinde yazıyorum.

Bir ayım daha boşa gitti. Kendime koyduğum 500 günlük hedefin çok uzağındayım. Bundan duyduğum rahatsızlığı ifade edebilecek sözcükleri eh işte seviyesinde bildiğim iki dilde de aklıma getirecek gücü kendimde bulamıyorum.Başarılı şekilde verdiğim ve beni 160'lardan 140'lara indiren 20 (yirmi) kilodan sonra arada sıcakları bahane edip sonrasında da salmaktan ve kendimi koyvermekten dolayı kaldığım noktanın altına inebilmiş değilim. Azim ve kararlılığımın yanı sıra önüme çıkan sosyal engeller nedeniyle bu meselenin yürütülebilirliğinin aldığı darbeleri tamir etmek benim için hayattaki herhangi bir şeyden daha önemli durumda.

Yeni önlem paketi ve kendime çizdiğim sınırlar şu şekilde:

... ya da boş verin. Bildiğin cendereye giriyorum işte. Buraya ayrıntılarını yazınca ohannesburg diyip garipseyenler veya halime acıyanlar oluyor. Çarşamba ve Pazar akşamları haricinde beni bir yere beklemeyin, akşam yemeğine davet etmeyin yeter.

Bunun yanında sosyal olarak kısıtladığım hayatın önemli bir kısmı da aslında kafamdan geçen yaşıma göre de çok geç yaşamaya başladığım deneyimlerin sancılarıyla mahvolan zihnimin kalıntılarını tekrar inşa edebilmek, yeniden eski haline getirebilmek için aklımdan ve fikrimden uzaklaştırmak üzere kenara derdiğim insanlar ve fikirleri de atlamadan aradan çıkartmam, kafamı temizlemem ve bazı şeylerin muhasebesini tekrar içimde uzun uzun yaşayıp zamanı gelene kadar ölmezsem zamanı geleceği vakitte tekrar çıkartacak vakte gelene kadar beklemem gerekiyor. Zaten otuz senedir sıkıcı, tutkusuz ve dolayısıyla anlamsız bir hayat yaşıyorum; birkaç sene daha bu şekilde yaşayabilirim. Ölmem herhalde. Ya da ölürüm; amaaan, neyse işte. Nasıl olsa ölsem bile insanlar çoğunlukla sadece bir şeylere ihtiyaç duyup "Berkin olsa hemen hallederdi" diye içlerinden geçireceklerinde beni anacaktır. Geri kalan her şey için zaten Master Card...

Neyse, müteakip günlerde insanlarla ilişkilerimi ve iletişimimi etkileyecek önemli feyz aldığım kaynaklar var. Onu bunu kesme ve sanrılardan mürekkep bir güce tapma haricinde LaVey satanizminin bazı kurallarının muhteşem olduğunu hep söylerdim. Gerçi satanizmden şeytan veya kötücül/bencil güç sahibi şeytan kavramını çıkarınca geriye ne kalıyor bilmiyorum ama sorulmadıkça söyleme mesela hayatın önemli bir kavramı olabilir. Buna dikkat etmek lazım.

Belirli konularda daha açık seçik davranmak önemli. Özellikle diğer insanlarla ilgili fikirlerimi kendime saklarken diğer insanların benimle ilgili fikirlerini gayet net şekilde ele almak önemli. Örneğin bugüne kadar benimle ilgilendiğini belirten karşı cinslere karşı daha kaba ve daha kesin davransaydım müşterek olarak başlarımız daha az ağrırdı. Kendi hoşlandığım veya meylim olan insanları da bir süre daha gözden çıkartırsam kırmadan ve kırılmadan bir süre daha yaşayabilirim sanırım. Sanırım. Elbette bazıları sürekli rüyada veya gerçekten, gözümün önüne gelmeseler hayat biraz daha rahat olabilirdi. Neyse, çilem derdim bu olsun.

Verilmiş sözleri tekrar gözden geçirmek ve açıkçası daha doğru düzgün işlerle uğraşmak gibi bir hedefim var ama bu sanırım mümkün olmayacak. Zira şu dakikadan sonra plaza hayatına girersem birilerinin 20. kattaki camdan çıkması gerekebilir. Çok zor. böyle sersefil bir hayat yaşamaya ve arada hikaye ve şiir yazmaya devam edeceğim.

Öyle, hadi yatayım artık. Sabah 5'te kalkıp spor yapacağım.

Tekrar görüşemezsek, elveda.



Many Hands, Many Faces



Among many hands
That I have ever touched,
Soft, able and pretty;
None has ever carried
Scars of many burdens
Or dug through trenches
Of countless pitfalls
That life brought on
Like your hands did.

Among many faces
That I have ever seen,
Beautiful and shining;
None refracted the light
To the colours that
I was in love with
Or reflected on the traces
Of my fading existence
Like your face did.

2013.09


Şimdi ölsem



 
Şimdi ölsem,
Bugün, burada,
Bu gecenin karanlığında,
Ensemde bir ürperti
Ve ardımda koca kalabalıkla;
Aklım başımda,
Yaşım en çok yirmilerde,
Yumruğum havada;
En dirençli, en yılmaz halimle,
Sahte, kukla efendilerin
Korkularını harlayan
En diri heyecanımla;
En temiz inançlarım,
En içten niyetlerim,
En saf dileklerimle;
Seriliversem bir anda
Tüm arzu ve şehvetimle
Özgürlüğün, kardeşliğin yoluna;
Uğrunda yitip giden can
En insancıl kavganın
Bu defa benimki olsa;
Yarın ben girerken toprağa
Ne yazardınız mezar taşıma?


2013.09.10 

#direnMemleketim