Benim az zamanda çok iş yapan fotoğraf makinem Dynax 5D birden bire baş gösteren ölü piksel salgınıyla bir kaç CCD noktasını kaybetti. Eh ne yapacağız; bir çözüm umup servisine gönderdim. Gelin görün ki, ürünle ilgili her türlü belge var; bir tek garanti belgesi yok. Servistekiler de (haklı olarak) faturayı kabul etmiyorlar; garanti belgesi istiyorlar. İşin daha da kötü olan yanı, makinemin üreticisi Konica Minolta'nın fotoğraf makinesi kısmı geçtiğimiz aylarda Sony tarafından devralındı. Dolayısıyla servisler el değiştirdi ve kendilerinin satıp satmadığı meçhul olan bir makineye hâliyle hizmet vermek istemezler. Ne yapmak lazım? Belge illa ki bulunacak!
Şimdi bütün bu eziyeti çekmemin sebebi, makineyi satın aldığımda kutusunu bir yerde içindekileri bir yerde bırakmış olmam. O sıralarda evde tadilat olduğu için ilk bulduğum yere (arkadaşım) emanet ettiğim kutu içeriğini toplamış olsam da garanti belgesi eksik. Önce o sıralarda kaldığım Bostancı'daki evi kardeşime didik didik ettirdim; petrol kuyusu bulmuşlar ama belge yok. Sonra kendi evimi aradım taradım; ı-ıh! Arkadaşıma kendi evini arattım, o da yok... Tam delirme noktasındaydım ki 3 Mayıs akşamı, BYTE Haziran 2006 sayısında okuyacağınız hoş bir yazıyla olan çalışmam akşam 8:30 gibi bitti de ofisi terk edip arkadaşımın evinde bizzat tetkik yapmaya gittim. Tabii bağcılar-Hisarüstü, eğer bir motorlu aracınız yoksa biraz uzun bir yol. 22:30 gibi, kupa maçı biterken, arkadaşımın evine ulaştım. Kapıdan girip belgeyi bulmam tam olarak 20 saniye sürdü. Meğer üzerinde hiç bir yerde kocaman Konica Minolta yazmadığı için arkadaşın dikkatini çekmemiş. Nasıl rahatladım anlatamam.
Gece 23:45, Hisarüstü'ndesiniz. Eviniz Bakırköy'de. Nasıl bir yol izlersiniz? Taksi mi? Aman kalsın, almayayım. Ben ne yaptım? Hisarüstü-Levent Çarşısı arasını yaklaşık yarım saatte yürüdüm. 00:10-00:15 gibi metronun girişine ulaşmıştım. Son metronun kaçta olduğuna dair bilgi almaya çalıştığım 6600'ım, AgileMessenger ile bağını ha kopardı ha koparacaktı. Pil de bitecek zamanı bulmuş hani. Neyse son metroyu kimse bana cevap yetiştiremeden yakalamanın verdiği huzurla telefonu çantama attım. Taksim'den sonrası ise nispeten kolay geçti. Dolmuşlar gece yarısında Taksim-Bakırköy arasında oldukça hızlı çalışıyorlar. Sonuç: 1:15; evdeyim.
Bu kadar aksiyon iyi geldi mi? Dahası da olacak; çünkü mesela teknik servis öncelikle makineyi ücretsiz onarmayı reddedebilir. LCD monitör muamelesi yapabilir. Gerçi 6 Mega piksel içinde 5-6 tane ölü noktam var yanılmıyorsam. daha da kötüsü, belirttiğim soruna hiç teşhis koyamayabilir. Hadi kabul ettiler ve gerekli onarımı yapacaklar diyelim, acaba onlar garanti belgesini fakslamamı kabul ederler mi yoksa bir şekilde göndermeli miyim? Gelin de delirmeyin... Ben hazır delirmişken sizin için de vekâleten deliririm.
Neyse ki bütün gün yanımda Nokia N91 vardı da biraz rahat yolculuk yaptım. Müzikçalar, fotoğraf makinesi ve Symbian S60 telefon özellikleri bir arada. 4 GB disk de cabası... Bu ürünü de detaylı şekilde Haziran BYTE'ta okuyabilirisiniz. zaten daha piyasaya sürülmedi. Buradan size dergiden önce birkaç detay daha sunacağım.
Görüşmek üzere, piksellerinize dikkat edin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder