Başlıkta şarkı dedik ama bu bir türkü. Bu türküyü İlk defa Arif Sağ ve Belkıs Akkale'nin, kıt türkü bilgimle ve üstüme vazife olmayarak, muhteşem şeklinde değerlendirebileceğim Seher Yıldızı albümünde dinlemiştim. Albüm baştan aşağı güzel türküler ve halk müziği çalgılarının şahane karşımını içeriyordu. Yorumların farklarını bilmiyorum; ama ilk gördüğüm yerde satın alınacaklar listesinde olan bir albümdür. Siz bir de o albümdeki Sarı Gelin yorumunu dinleyin, aah ah! Kaybettik gitti kasedini. Neyse, sağlık olsun.
Bir sevgiden çekilen tatlı derdi anlattığını düşündüğüm bu türkü, içinde düşünceli bir neşe havası barındırıyor. Sözleri ise melodisi kadar insanı kendisine çekiyor. Gülümser misiniz hüzünlenir misiniz, orasına dinlerken siz karar verirsiniz. Yavaş okunursa tahminen hüzünlenirseniz de ben bu yorumunu dinlerken gülümsüyorum.
Sözleri:
Yeşil ördek gibi daldım göllere
Sen düşürdün beni dilden dillere
Başım alıp gidem gurbet ellere
Ne sen beni unut ne de ben seni
Sevdiğim cemalim güneşim mahım
Seni seven aşık çeker ezvahın
Getir el basayım kelamullahın
Ne sen beni unut ne de ben beni
Skor Basını Sağolsun!
Aslında sağolmasını değil, bütün üyeleriyle arzın ortasına yakın bir yerine gömülmesini istiyorum da siz anladınız kinayeyi. Skor basını üyelerine insan muamelesi yapılmasına da karşıyım. Bana kalsa bir kolu bir bacağı çapraz kesilip çölün ortasına bırakılması gerekiyor bunların, ya neyse şimdi daha kanlı tablolar çizmeyeyim. KOnuya geleyim.
Hah, tabii bir de spor basını var; ama onlar nerededir, ne yapıyorlar, güncel kaynaklardan takip etmek güç oluyor. Gazete ve mecmualardaki yazılarını mikroskoplarla arıyoruz. Bundan dolayı da saf mı salak mı yoksa gerizekâlı mı olduğunu anlamadığım bir kitle tarafından körü körüne takip edilen, dedikleri aksiyom kabul edilen insancıklar türüyor.
Galatasaray ve Fenerbahçe futbol takımlarının Avrupa sahnesindeki karşılaşmaları dün oynandı. Yüksek egoya sahip Fenerbahçe taraftarının hazımsızlığı karşılaşmayla ilgili mesnedi belirsiz yorumlara da sebep oldu. Maksat gönülleri hoş tutmak. Nasıl olur da Fenerbahçe futbol takımı yenilebilir? Halbuki daha geçen hafta sonu bilmemkaç gol atmışlardı bir takıma. Arkadaşlar kendinize gelin, oynadığınız takım en az sizin kadar köklü bir klüp, öyle havaya girerseniz, affedersiniz ama, böyle çakarlar. Nitekim, çaktılar da. Hakeme bahane bulmamak lazım. Tepkinizi de sizlere yaptığınız işlerin ötesinde gaz veren skor basınına bildirin.
Galatasaray futbol takımı da ismini hiç bilmediğim bir ekipten iki gol yemesine rağmen üç-beş tane atabildi. Geri eleme şampiyonlar ligi elemesi; fakat Çekler'in eski formlarında olmadığı da kesin. Imba'sınız, gosu'sunuz övgüleri havalarda uçuşmaya başladı. Umarım dostlar, size de çakmazlar.
İşin gerçeği, herkes yener, yenilir. Herkes zaman zaman çakar, gün gelir ona da çakarlar. Kendinizi hayallare kaptırmayın, tek sosyal tatmininizi bütün işleri sizden bağımısz yapıp sadece sizden bilet parası, ürün parası alan, ego yuvası olarak gördüğünüz futbol takımınıza bağlamayın. Üzülürsünüz. Bu bir gösteri, b*kunu çıkarmayın, olayları kişiselleştirmeyin.
Muhteşem günler ve inanılmaz yarınlar.
Hah, tabii bir de spor basını var; ama onlar nerededir, ne yapıyorlar, güncel kaynaklardan takip etmek güç oluyor. Gazete ve mecmualardaki yazılarını mikroskoplarla arıyoruz. Bundan dolayı da saf mı salak mı yoksa gerizekâlı mı olduğunu anlamadığım bir kitle tarafından körü körüne takip edilen, dedikleri aksiyom kabul edilen insancıklar türüyor.
Galatasaray ve Fenerbahçe futbol takımlarının Avrupa sahnesindeki karşılaşmaları dün oynandı. Yüksek egoya sahip Fenerbahçe taraftarının hazımsızlığı karşılaşmayla ilgili mesnedi belirsiz yorumlara da sebep oldu. Maksat gönülleri hoş tutmak. Nasıl olur da Fenerbahçe futbol takımı yenilebilir? Halbuki daha geçen hafta sonu bilmemkaç gol atmışlardı bir takıma. Arkadaşlar kendinize gelin, oynadığınız takım en az sizin kadar köklü bir klüp, öyle havaya girerseniz, affedersiniz ama, böyle çakarlar. Nitekim, çaktılar da. Hakeme bahane bulmamak lazım. Tepkinizi de sizlere yaptığınız işlerin ötesinde gaz veren skor basınına bildirin.
Galatasaray futbol takımı da ismini hiç bilmediğim bir ekipten iki gol yemesine rağmen üç-beş tane atabildi. Geri eleme şampiyonlar ligi elemesi; fakat Çekler'in eski formlarında olmadığı da kesin. Imba'sınız, gosu'sunuz övgüleri havalarda uçuşmaya başladı. Umarım dostlar, size de çakmazlar.
İşin gerçeği, herkes yener, yenilir. Herkes zaman zaman çakar, gün gelir ona da çakarlar. Kendinizi hayallare kaptırmayın, tek sosyal tatmininizi bütün işleri sizden bağımısz yapıp sadece sizden bilet parası, ürün parası alan, ego yuvası olarak gördüğünüz futbol takımınıza bağlamayın. Üzülürsünüz. Bu bir gösteri, b*kunu çıkarmayın, olayları kişiselleştirmeyin.
Muhteşem günler ve inanılmaz yarınlar.
Doğru Bilinen Yanlışlar - 1
Buradaki günlüğe pek bir şeyler yazamadığımın farkındayım, zaten birilerinin de takip ettiğinden şüpheliyim. Olsun ama hani birileri falan bakıyordur, eğlenceli şeyler yazayım ben yine.
"Doğru Bilinen Yanlışlar" başlığında umarım devam eden günlerde yeni konular ele alabilirim. İlk konumuz en delikanlıyı Yumoş'la yıkanmış gibi yumuşatan, insanların Kosla gibi kirecini çözen ve onları OMO matik gibi yıpratmadan tertemiz birer Carebear? eden aşk meşk konusu. Arada doğam gereği bazı teknik ve taktik terimler kullanabilirim, anlamadığınız yerleri sorun. Anlıyorsanız zaten gülmekten konuşamayacağınız için bir şey soramayacaksınız.
- - -
Aşkın Gözü Kördür: Yemezler! Aşık kişi kendi gözüne uçaklarda dağıtılan şu garip şeylerden takar. Ecnebiler "blindfold" diyor da şimdi kasıp bakamadım sözlükten. Bu olay bile bile ladestir. Binaenaleyh, "gönül sevdiğini güzel görür" deyişi de tamamen gece uçuş sistemi ile hasarlı olduğundan dolayı olması gereken yaklaşma hızına düşemeyen bir 747'yi 3 km uzunluğundaki piste sıfır görüşte indirmeye çalışan bir pilotun kamikazesine eşdeğer bir yanılgıdır! Hani yani pisti kirletme git bi dağa falan çakıl, temiz olsun. Uğraştırma yer ekibini falan.
Önemli Olan İç Güzelliğidir: Tabi tabi, zaten herkes sevgilisini 1,5 Tesla MR makinesiyle tarayıp seçiyor. "Böbrekte minik taşlar var ama sorun olmaz, Pyongyang belediye başkanının bana verdiği yetkiye dayanarak..." Üzerine de bazı detaylar için ultrasona başvuruyoruz. Ultrason yerine sesüstü desek ölür müyüz? O ayrı konu.
Bayanlar Kendilerini Güldüren Erkeklere Bayılır: Külliyen yalan! Bu doğru olsa evimin girişine bilet gişesi yanında OGS ve KGS sistemleri kurdurup üzerine akbil turnikeleri yerleştirmem gerekir.
Yemeğin Salçalısı Kadının Kalçalısı: Pardon, Tinto Brass'la karıştırdınız siz.
Göbeksiz Erkek Balkonsuz Eve Benzer:Valla artık balkonu geçip kaçak kat çıkan bir kişi olarak bu konuda yorum yapamayacağım.
Anasına Bak Kızını Al: Genetik bilimi ve yetişme tarzını ele aldığımızda sosyolojik olarak doğru olabilecek bir önermeyken insanın aklına xxx sektöründeki iş geliştirme uzmanları tarafından ortaya atılmış bir kalıp olabileceği de gelmiyor değil. Şimdi isim vermeyeyim de sektöründe öncü bazı kuruluşlar bu işten iyi ekmek yiyor. Allah cezamı verecek diyecektim bir an; yahu zaten vermiş.
Gönüller Bir Olunca Samanlık Seyran Olurmuş: Hedonistim ben kardeşim, zevkimden feragat edemem diyen yeni nesil için işe yaramaz bir düstur bu. Günümüzde gençler ne yardan ne serden durumunda; en azından büyük şehirlerde yetişenler... "Ne yardan ne serden", "ne şiş yansın ne kebap" sözüne denk durumdayken tersini aldığımızda kalıbımız "ne emmeye geliyor ne gömmeye" biçimine dönüşüyor. Dilin matematiği mi? Yok canım, daha neler.
- - -
Neyse, şimdilik bu kadar. arada kabalaştık, insanlıktan çıktık; ama gülündüyse değer. Ne de olsa ince espriler yerine belden aşağı çalışınca gülen milletiz.
Muhteşem günler ve inanılmaz yarınlar dilerim. Şen ve esen kalın.
"Doğru Bilinen Yanlışlar" başlığında umarım devam eden günlerde yeni konular ele alabilirim. İlk konumuz en delikanlıyı Yumoş'la yıkanmış gibi yumuşatan, insanların Kosla gibi kirecini çözen ve onları OMO matik gibi yıpratmadan tertemiz birer Carebear? eden aşk meşk konusu. Arada doğam gereği bazı teknik ve taktik terimler kullanabilirim, anlamadığınız yerleri sorun. Anlıyorsanız zaten gülmekten konuşamayacağınız için bir şey soramayacaksınız.
- - -
Aşkın Gözü Kördür: Yemezler! Aşık kişi kendi gözüne uçaklarda dağıtılan şu garip şeylerden takar. Ecnebiler "blindfold" diyor da şimdi kasıp bakamadım sözlükten. Bu olay bile bile ladestir. Binaenaleyh, "gönül sevdiğini güzel görür" deyişi de tamamen gece uçuş sistemi ile hasarlı olduğundan dolayı olması gereken yaklaşma hızına düşemeyen bir 747'yi 3 km uzunluğundaki piste sıfır görüşte indirmeye çalışan bir pilotun kamikazesine eşdeğer bir yanılgıdır! Hani yani pisti kirletme git bi dağa falan çakıl, temiz olsun. Uğraştırma yer ekibini falan.
Önemli Olan İç Güzelliğidir: Tabi tabi, zaten herkes sevgilisini 1,5 Tesla MR makinesiyle tarayıp seçiyor. "Böbrekte minik taşlar var ama sorun olmaz, Pyongyang belediye başkanının bana verdiği yetkiye dayanarak..." Üzerine de bazı detaylar için ultrasona başvuruyoruz. Ultrason yerine sesüstü desek ölür müyüz? O ayrı konu.
Bayanlar Kendilerini Güldüren Erkeklere Bayılır: Külliyen yalan! Bu doğru olsa evimin girişine bilet gişesi yanında OGS ve KGS sistemleri kurdurup üzerine akbil turnikeleri yerleştirmem gerekir.
Yemeğin Salçalısı Kadının Kalçalısı: Pardon, Tinto Brass'la karıştırdınız siz.
Göbeksiz Erkek Balkonsuz Eve Benzer:Valla artık balkonu geçip kaçak kat çıkan bir kişi olarak bu konuda yorum yapamayacağım.
Anasına Bak Kızını Al: Genetik bilimi ve yetişme tarzını ele aldığımızda sosyolojik olarak doğru olabilecek bir önermeyken insanın aklına xxx sektöründeki iş geliştirme uzmanları tarafından ortaya atılmış bir kalıp olabileceği de gelmiyor değil. Şimdi isim vermeyeyim de sektöründe öncü bazı kuruluşlar bu işten iyi ekmek yiyor. Allah cezamı verecek diyecektim bir an; yahu zaten vermiş.
Gönüller Bir Olunca Samanlık Seyran Olurmuş: Hedonistim ben kardeşim, zevkimden feragat edemem diyen yeni nesil için işe yaramaz bir düstur bu. Günümüzde gençler ne yardan ne serden durumunda; en azından büyük şehirlerde yetişenler... "Ne yardan ne serden", "ne şiş yansın ne kebap" sözüne denk durumdayken tersini aldığımızda kalıbımız "ne emmeye geliyor ne gömmeye" biçimine dönüşüyor. Dilin matematiği mi? Yok canım, daha neler.
- - -
Neyse, şimdilik bu kadar. arada kabalaştık, insanlıktan çıktık; ama gülündüyse değer. Ne de olsa ince espriler yerine belden aşağı çalışınca gülen milletiz.
Muhteşem günler ve inanılmaz yarınlar dilerim. Şen ve esen kalın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)