Biraz Değişik

Kahve gibi ama biraz değişik...

Yaşamadığını bilmezsin ve bilmediğini çok da fazla tahayyül edemezsin. İstediğin kadar empati kurmaya çalış, istediğin kadar uğraş. O duyguyu o konumda olmadan bilemezsin. Öyleymiş yani, bugün öğrendim. Çok çabalamak, iddialı olmak; fazla ileri gitmek fikrince böbürlenerek, belki de medet umarak. Fazla ileri gitmemeliymiş kalp atışları sayılı olan varlıklar. Bugün bunu gördüm; görmedim de belki, hafiften bir hissettim, kalbimin ilk heyecandan durakladığı anda...

Öylesine başladım yazıyorum, biter mi bilmiyorum. Bitmeli mi, ondan da emin değilim. Belki kelimeler tükenir önce, ardından ben. Belki ben kalırım, kelimeler gider; belki de ben giderim...

İnsan olmanın zorluklarını aklını başına devşirdikçe anlıyor insan; ya insan olduğuna seviniyor ya da hâlâ insan kaldığına. Bazen en insanlıktan çıkmış gibi olanların içinde de bir insan oluyor; ama işte bazen. Mutluluğun önündeki en büyük engel akıl olsa gerek; zira en mutlular aklını bir köşe başında bir yerde bırakmışlar oluyor. Gel gör ki öylesine unutup gidebileceğin bir şey değil bu. Bilen bilmemeyi seçemezken bilmeyen hemen öğrenebiliyor, adalet mi bu?

Hayat gibi, ama biraz değişik. Biraz ama; fazla değil. Kahve gibi, hafif sütlü. Nasıl desem, süt tozu fazla mı kaçmış ne.

Hiç yorum yok: