Ne Olur Bu Benim Hâlim?

Diyor ki şair,

Allah'a sığın şahsı halimin gazabından,
Zîrâ yumuşak huylu atın çiftesi pektir.

Bugüne kadar kazasız belâsız gelmiş birisi olarak nerede patlayabileceğini bilememek çok kötü bir durum. Düşünsenize, yirmi dört oldum, daha kimseye ne elimi kaldırdım, ne bir yerde olay çıkardım, ne sokakta gördüğüm patates beyinlilere bir Hattori Hanzo eseriyle giriştim... Yok valla henüz birşey. Sıfır. Kız kavgası adı verilen şeylerle de hiç ilgim olmadı, zira uğrunda kavga edecek birisi olmadı. Prince of Persia da oynamıyoruz ki aksiyon olsun diye hoydabre eşliğinde girelim.

Diğer taraftan, ilginçtir ki, bütün bu temiz sicile rağmen potansiyel olarak korkulan insan durumunda olmak, en azından bazı topluluklarda, ilginçtir. Yok vallahi kaba bir insan bile değilim; ağzımı sadece bilinçli olarak bozabilecek kadar kibar da sayılırım.

Sanal şiddetin hayatımdaki yeri inanılmaz derecede önemli sayılır. Aslında çok da şiddet sayılmaz. Meşrulaştırmak için söylemiyorum fakat yani milletin cephelerde birbirini vurması falan artık vaka-i adiyeden sayıldığı için ben de adi işlerle uğraşıyorum diyebiliriz. Ne olacak İkinci Dünya Savaşı'nın ortasında mevzilerde pusulara yatıp birbirimizi vuruyorsak? Fürs Vaterland! Ehm, ne diyorum ben yahu.

Değerli dostlar, ben biraz daha patlamaya yol açmak için oyn... ehem, işime dönüyorum.

Hiç yorum yok: