Kendisine sözde liberal diyen dallamavari yaratıkları anlamak zor. Gerçekten halkların hakça ve kardeşçe yaşaması için insanların bireysel ve toplumsal özgürlüklerini onlara geri vermeye çalışan insanlardan bahsetmiyorum. Bu elbette liberalliğin sözlük tanımı. Benim derdim, kime, nerede ve nasıl hizmet ettiğini bilmeyen şuursuzlarla.
Şimdi neymiş efendim, İzmir falanca halkın düşmanıymış, faşistlermiş, falan filan. Arkadaşım, her memleketin, mahallenin ve yaşam bölgesinin kendi halkından gelen bir yaşam tarzı vardır. Buraya gelen insanın o yaşam tarzına uyması, değiştirecekse de yavaş ve rahatsız edici olmayan bir biçimde, uzunca bir süreç içinde, çoğunlukla gittiği yere uyan, kendinden de bir şeyler katar biçimde yeni bir kültürün oluşmasına katkı yapması gerekmez mi? Dağdan gelip bağdakini kovmak diye bir deyim var ama, konuyu çokça saptıracağı için hiç sarf etmiyorum. Roma'da Romalılar gibi yaşamak lazım. Eh, kendi yaşamına tecavüz edecek biçimde bir başka tarzı ortaya koyarsanız, elbette sizden nefret edilir. Ben uzun saçlıyım, tutucu salakların bir araya geldiği bir mahalleye gittiğimde çok hoş bir muamele görmüyorum. Hem bunların sayısı çok daha fazla; bunu da konuşsak ya.
Nedense kendisine liberal diyen bu salaklar, aşağıda anlatacağı gruba mensup insanların mahallelerinden tutun da ilkenin kanunlarına kadar sirayet eden "Türk toplumu ve aile yapısı" martavalına sığınıp özgürlükleri kısıtlamaya yönelen yaratıkları görmezden geliyor. Umarım gerçek liberaller bu tür salakları aralarından eleyebilir.
Bu zihniyeti destekleyen ve haliyle aradan kendisini aklamaya çalışan, din taciri sivri zekaların hizmetkârları var. Bu şeref noksanlığına sahip yaratıkların vükela içinde ve tayfasında bulunanlarının yaptıklarından hiçbir ders almayan salaklar ısrarla bunlara hizmet ederek, en ufak fırsat verildiğinde güya kendi çevrelerinde duydukları rahatsızlıkları gidermek için "bizim toplum yapımıza ters" diyerek birçok görünmez yasağı kanunlaştırmak için hazırda beklediklerini de unutabilmek nedir, uygun sıfatı siz düşünün. Adam zaten toplumsal baskı ve dinî korkutma taktikleriyle toplumu hizaya getiriyor. Eh İzmir'i ve İzmir gibi yerleri (İstanbul'un Kadıköy'ü diyelim, benzerlerini siz anlayın) hizaya getiremediği için bu şekilde ötekileştirerek toplumun geri kalanını kullanıp onları boğmaya çalışıyor.
Gidin kendinizi boğun, beyinsiz fareler.
Şimdi neymiş efendim, İzmir falanca halkın düşmanıymış, faşistlermiş, falan filan. Arkadaşım, her memleketin, mahallenin ve yaşam bölgesinin kendi halkından gelen bir yaşam tarzı vardır. Buraya gelen insanın o yaşam tarzına uyması, değiştirecekse de yavaş ve rahatsız edici olmayan bir biçimde, uzunca bir süreç içinde, çoğunlukla gittiği yere uyan, kendinden de bir şeyler katar biçimde yeni bir kültürün oluşmasına katkı yapması gerekmez mi? Dağdan gelip bağdakini kovmak diye bir deyim var ama, konuyu çokça saptıracağı için hiç sarf etmiyorum. Roma'da Romalılar gibi yaşamak lazım. Eh, kendi yaşamına tecavüz edecek biçimde bir başka tarzı ortaya koyarsanız, elbette sizden nefret edilir. Ben uzun saçlıyım, tutucu salakların bir araya geldiği bir mahalleye gittiğimde çok hoş bir muamele görmüyorum. Hem bunların sayısı çok daha fazla; bunu da konuşsak ya.
Nedense kendisine liberal diyen bu salaklar, aşağıda anlatacağı gruba mensup insanların mahallelerinden tutun da ilkenin kanunlarına kadar sirayet eden "Türk toplumu ve aile yapısı" martavalına sığınıp özgürlükleri kısıtlamaya yönelen yaratıkları görmezden geliyor. Umarım gerçek liberaller bu tür salakları aralarından eleyebilir.
Bu zihniyeti destekleyen ve haliyle aradan kendisini aklamaya çalışan, din taciri sivri zekaların hizmetkârları var. Bu şeref noksanlığına sahip yaratıkların vükela içinde ve tayfasında bulunanlarının yaptıklarından hiçbir ders almayan salaklar ısrarla bunlara hizmet ederek, en ufak fırsat verildiğinde güya kendi çevrelerinde duydukları rahatsızlıkları gidermek için "bizim toplum yapımıza ters" diyerek birçok görünmez yasağı kanunlaştırmak için hazırda beklediklerini de unutabilmek nedir, uygun sıfatı siz düşünün. Adam zaten toplumsal baskı ve dinî korkutma taktikleriyle toplumu hizaya getiriyor. Eh İzmir'i ve İzmir gibi yerleri (İstanbul'un Kadıköy'ü diyelim, benzerlerini siz anlayın) hizaya getiremediği için bu şekilde ötekileştirerek toplumun geri kalanını kullanıp onları boğmaya çalışıyor.
Gidin kendinizi boğun, beyinsiz fareler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder